DOLAR34,2577% 0.04
EURO37,6366% 0
STERLIN44,8331% -0.4
FRANG40,1058% 0.52
ALTIN2.905,60% -0,55
BITCOIN62.878,841.059
</div

TÜRKİYE’DE DE KORONA ÖNLEMLERİNE DÖNÜŞE SICAK BAKILIYOR

Yayınlanma Tarihi : Google News
TÜRKİYE’DE DE KORONA ÖNLEMLERİNE DÖNÜŞE SICAK BAKILIYOR
reklam

Avrupa ülkeleri koronavirüs salgınıyla ilgili önlemleri yeniden artırdı. BAREM’in Türkiye’yi temsil eden 1.000 kişi ile görüşerek Ekim ayında tamamladığı araştırma Türkiye’de de insanların koronavirüs önlemlerine dönüşe olumlu baktığını gösterdi.

Sonbaharın gelmesiyle birlikte Avrupa’da günlük koronavirüs vakası sayısı 100 bine ulaştı. Fransa, Almanya, Hollanda gibi ülkeler koronavirüs salgınının ilk günlerini hatırlatacak önlemler almaya geri döndüler ve bazı mekanların kapatılması, gece sokağa çıkma yasağı gibi uygulamalara başladılar.

Türkiye’de koronavirüs önlemleri, ekonomik kaygının yanı sıra ölüm oranlarında bahsedilen azalma ile gevşemişti. Ancak koronavirüs, riskli gruptaki kişiler için ölüm tehlikesinin devam etmesi ve akciğer, kalp, beyin gibi organlara verdiği kalıcı hasarlarla hala endişe veriyor.

BAREM tarafından gerçekleştirilen son araştırmada çoğunluk, evde kalmalar dahil daha önce uygulanan çeşitli önlemlere dönülmesi önerilerinin tamamı için olumlu görüş bildirdi.

Çalışanlar Önlem Alınmasını İstiyor

Toplum, özellikle en büyük riski, çalışanların işe gidip gelirken aldıklarının bilincinde ve alınacak önlemlere duyarlı. Fabrikalarda vardiya sistemi getirilerek sosyal mesafe için alan yaratılması (%91), Kamu kuruluşlarında vardiya sistemi uygulanarak işe geliş gidişlerde ve araçlarda yoğunluk azaltılması (%90), Evden çalışabileceklerin evde kalması (%90) önermelerine katılım yüzde 90 ve üzerinde. Bu önlemler toplumun tüm kesimleri tarafından kabul görüyor.

Çoğunluk Önlem Olarak Evde Kalmaya Sıcak Bakıyor

Evde kalmanın bir önlem olarak geçerliliği hala kabul görüyor. Özellikle koronavirüs açısından riskli 65 yaş ve üzeri (%82) ile 18 yaş altı kişilerin (%75) belirli saatler dışında evde kalması, Hafta sonları çalışanlar dışında (%73) ve her gün çalışma saatleri dışında (%69) sokağa çıkma yasağı uygulanması önerilerine katılım da yüksek oranlarda. Sokağa çıkma yasaklarına kadınlar ile alt sosyo-ekonomik sınıflar ve az eğitimli gruplar daha sıcak bakıyor.

Kapalı Alanlarda Risk Daha Yüksek

Diğer bir hassasiyet kapalı alanlardaki yüksek riskin farkında olunması. Bu bağlamda da önermeler farklı oranlarda kabul görüyor; Kapalı alanda yapılan tüm toplu faaliyetlerin yasaklanması (%82), Okulların salgın iyice azalana kadar açılmaması (% 67), Lokantalarda oturma düzeninin kaldırılması; lokantaların yalnızca al-götür ve evlere servis için açılması (%65), AVM’lerin kapanması (%59), Kuaförler, berberler, güzellik salonlarının kapanması (%51).

Kapalı alanlardaki riski azaltmak üzere önerilen önlemlere demografik grupların yakınlığı ise şu şekilde:

  • Kapalı alanda yapılan tüm toplu faaliyetlerin yasaklanması konusunda tüm kesimler hemfikir.
  • Okulların kapanmasına olumsuz bakanların oranı genelde %27 iken, öğrenciler (%40) ve Üst sosyoekonomik grupta (AB – %37) artıyor. Ancak bu gruplarda bile okulların salgın iyice azalana kadar açılmaması önermesini olumlu karşılayanlar daha yüksek oranda.
  • Lokantalardaki oturma düzeninin kalkması en çok toplumun eğitim, gelir ve sosyoekonomik durum bakımından üst ve orta gruplarında olumsuz karşılanıyor.
  • AVM’lerin kapanmasına gençler (%69), Orta Sosyoekonomik statü grubu (C1 – %66) ve Kadınlar (%65) diğer gruplardan daha sıcak bakıyor. Oysa bir çok AVM’nin ana hedef kitlesi bu gruplar.
  • En az kabul gören kuaför, berber ve güzellik salonlarının kapanması önerisine bakış, demografik olarak çok ayrışıyor. Olumsuz bakanlar (% 39), Erkekler (%45), Orta yaş grubu (35-54 yaş – %45), Orta (%45) ve üst (%43) eğitim grupları, Orta (%46) ve üst (%49) gelir grupları, Beyaz yakalı çalışanlar (%47) ve kendi işini yapanlar (%48) arasında daha yüksek oranlarda. Üst sosyoekonomik statü grubu ise net olarak bu hizmetleri almayı sürdürmek istiyor. Bu grupta Kuaför, berber ve güzellik salonlarının kapanmasından yana olanlar %38 oranında iken, karşı olanlar %55.

Araştırma Künyesi: Araştırma CATI (Bilgisayar Destekli Telefon Görüşmesi) yöntemiyle Türkiye’yi temsil eden 1000 kişi ile 22 Eylül – 08 Ekim 2020 tarihleri arasında gerçekleşti.,

reklam