Sabah çok erken saatlerde Gebze’den başladığımız yolculuğumuzda Bursa’yı çevre yolundan geçerek Mustafakemal Paşa’ya doğru ilerliyoruz… Gün Karacabey civarında ağırdı ve günün ilk ışıkları orada yüzümüzü okşadı. İstikamet Akhisar üzerinden Manisa Salihli ilçesi…Akhisar’a varınca rotayı sola kırıp doğuya doğru keskin bir dönüş yapıp Gölmarmara’ya doğru Gediz ovası istikametine doğru deam ediyor yolculuk… Marmara Gölü kuruyan havzası ve civarındaki yeşil üzüm bağları ile karşılıyor bizi. Bin Tepeler Ovası’na (Kral mezarı-tümülüslerin bulunduğu yerler) doğru ilerlerken, tabi yükselmekte olan sabah güneşi de solumuzdan bizleri ışınları ile selamlıyor sanki…Gözünüzün alabildiğince geniş ve uçsuz bucaksız üzüm bağları… Köylüler çok erken saatlerde çıktıkları hasat işinden sabah mesailerini tamamlayıp traktörleri ile ev dönüşüne geçmişler bile. Üzüm hasadı demek ki erken saatte başlıyor buralarda da…
Bin Tepeler ovasında – Manisa Salihli’ye doğru uzun yolculuk…
390 kilometrelik Gebze- Salihli yolculuğu sırasında İzmir yolu üzerinde seyrederken Akhisar sonrasında sola doğru yönelerek aracımızla çok geniş coğrafyaya sahip bulunan ve çok sayıda kral mezarı tepeciklerine sahip bulunan Bin Tepeler Ovasına giriş yapıyor ve yolumuza devam ediyoruz.
TÜMÜLÜS MEZARLARI YANINDAN GEÇİYORUZ: Gediz Ovası’nın kenarında, yaklaşık 90 kadar Tümülüs içeren Bin Tepeler ya da diğer adıyla Lidya Kral Mezarlığı bulunmaktadır. İki büyük tümülüsün, Kral Alyattese ve Kral Gyges’e ait olduğu sanılmaktadır.
Marmara Gölü’nün güneyinde, Gediz Ovası’nın kenarında, yaklaşık 90 kadar Tümülüs içeren Bin Tepeler ya da diğer adıyla Lidya Kral Mezarlığı bulunmaktadır. İki büyük tümülüsün, Kral Alyattese ve Kral Gyges’e ait olduğu sanılmaktadır. Tümülüslerin hemen hepsi ilk ve orta çağlarda soyulmuştur. Tapınağın arkasında MS. 400’lü yıllarda yapıldığı tahmin edilen küçük kilise, ilk yedi kiliseden birisidir.
Lidya tümülüsleri, M.Ö. 6 ve 5’inci yüzyıllarda bu peyzajın önemini ortaya koyan unsurlardır. Kraliyet mezarlığı olarak Sardes’e sıkı bir şekilde bağlı olan Bin Tepe, daha erken ve daha geç dönemlere tarihlenen kalıntıları ile Lidya Dönemi‘ne ait sadece bir mezarlık alanı değil, kültürün devamını gösteren bir anıttır.
(Tarih Bilgileri Kaynağı: Manisa Belediyesi internet sitesi)
BİR DOĞA HARİKASI KURŞUNLU KAPLICALARI (1)
GEBZEPONARAMA HABER’in (www.gebzepanorama.com)’un sahibi Gebzeli Gazeteci-Yazar Yılmaz Işık sizin için Kurşunlu Kaplıcalarını gezdi, Bozdağ eteklerinden kaya altından çıkan buz gibi suyu sizler için tattı ve değirmen suyundan içerek ferahladı…
Kurşunlu Kaplıcaları içinde bulunan ve pırıl pırıl temiz olan dağ sularını akıtan Kurşunlu Deresi üzerinde burayı ziyaret eden insanlar dinleniyor, derin soluk alıyor…
Kaplıcalar içinde çok sayıda hediyelik eşya satan stand buulunuyor ve burayı ziyaret edenler oradan hatıralık veya hediyelik eşya alıp geri dönüyorlar.
Kurşunlu’da Bozdağlar’ın kuzey eteklerinden çıkan kükürtlü kaplıca suyu zamanla kristalleşerek bu şekli almış…YILMAZ IŞIK
Bozdağ’ın kuzey eteklerinde, fokurdayıp kaynayan suların duman duman tüttüğü bir dere içinde bulunan Kurşunlu Kaplıcaları adeta bir Doğa Harikası görünümü ile insanları büyülüyor. Doğal güzelliklerin kuşattığı bu büyülü vadide ben de kalmak istiyorum diyenlerin, bir telefon uzaklığındaki kaplıcalardan önceden yer ayırtması şart. Çünkü nasıl olsa yer bulurum, ben de kalırım diyerek Kurşunlu Kaplıcaları’nda boş oda bulmak çok kolay değil.Kurşunlu Vadisinin büyüsüne kapılanlar, kolay kolay bu büyüden kurtulamıyor ve Kaplıcaların müdavimleri arasına giriveriyorlar. Kurşunlu Kaplıcaları şehir yaşamının gürültüsünden uzakta ve doğal güzellikleri yaşamak isteyenler için ideal bir yer. Doğa bütün görkemiyle kucaklıyor. Kurşunlu Vadisi her mevsim ayrı bir güzellik giyiniyor. Bir gün yeşile bürünen vadi, gün içinde mavi, sarı ve kızıl renkleriyle gökkuşağını andırıyor. Şelaleden akan suyun çıkardığı seslerin mistik bir havaya büründüğü Kurşunlu Kaplıcaları, şifa veren termal suyu, kuşların cıvıltıları ve büyülü atmosferiyle doğal bir tedavi sunuyor.
-Suyun Özellikleri;
Toplam 2172 mg/lt mineralizasyonu olan, bikarbonatlı, flörürlü niteliktedir . Şifalı sular, sıcaklığı 43 ila 91 derece arasında değişen kaynaklardan sağlanıyor. Kaplıca suyunun romatizmaya, cilt ve kadın hastalıklarına, solunum yolu hastalıklarına,sinirsel rahatsızlıkları ve kireçlenmelerin tamamlayıcı tedavisine olumlu etkileri görüldüğü belirtiliyor.
-Kaplıcadaki Yatak Kapasitesi; 86 Apart ve 270 yatak kapasiteli bir tesis olan Kurşunlu Kaplıcaları’nda, sadece Salihli halkına değil, çevre ilçeler ile tüm Türkiye’den gelen konuklara Ege’nin misafirperverliği, samimi ve güler yüzlü personel tarafından sunuluyor. Salihli merkeze 5 kilometre , İzmir-Ankara ana yoluna ise 3 kilometre uzaklıkta bulunan Kurşunlu Kaplıcaları’nda Bahçıvandan Servis elemanına , Resepsiyonistten Sağlık Memuruna, Fizyoterapistten Güvenlik Görevlisine kadar 47 personel ile konaklayan misafirlere üst düzeyde bir hizmet veriliyor.
(Yer Bilgi kaynağı: MAİL ADRESİ : kursunlukaplicalari@salihli.bel.tr)
GEDİZ OVASININ GÜNEYİNDE, SALİHLİ’İNN HEMEN ÜZERİNDE YER ALAN DEV DAĞ SİLSİLESİ: BOZDAĞLAR
İzmir tarafından Buca ilçenin sırtlarından başlayarak, sırasıyla Turgutlu, Salihli, Alaşehir, Ödemiş,, Kiraz ile Nazilli arasında yer alan dev kaya görünümündeki Bozdağları yer alıyor… Gebze’den uzun bir yolculuğun ardından vardığımız Manisa’nın Salihli İlçesi’ne girişimizde Bozdağları olanca haşmeti ile karşımıza çıkıverdi.
Bozdağ, 2159 metre ile Honaz Dağı ve Murat Dağından sonra Ege Bölgesi’nin en yüksek 3. tepesi olarak yer almaktadır.
BOZDAĞLAR ETEKLERİNDE SALİHLİ İLÇESİNE KUŞ BAKIŞI BAKAN ŞİRİN VE ÇOK İLGİNÇ BİR KÖY: ALLAHDİYEN KÖYÜ
Gediz ovasını kavuran aşırı sıcaklıktan kaçıp biran kendimizi Kurşunlu şelalelerinin ve kaplıca tesislerinin serinliğine attık. Gebze- Salihli arasındaki uzun yolculuğun sonunda kendimizi derin vadinin serinliğine bıraktık… Şelalelerden akan suların şırıltıları bizi anında dinlendirirken mihmandarımız, bize yukarıya doğru Bozdağlar zirvelerini işaret ederek, ” Birde Salihli ve Gediz ovasına yukarıdan kuş bakışı bakalım isterseniz deyince arabamızla dağ eteklerine adeta bir yılan gibi kıvrılan yoldan çıkışa başladık. Çok keskin virajlı yoldan çıkarken adeta başımız döndü ve rakım yükseltmeye başladık ve bir anda kendimizi bölgenin en yüksek dağı olan Bozdağlar’ın eteğinde bulduk. Ve bir köyde soluklandık. Köyün adı Allahdiyen Köyü. Mihmahdarımıza köyün ilginç isminin hiyakeyisi sorduk. Cevapladı: Köy ismi anlatılan hikâyelere göre, köye çıkılan yokuşların çok dik olmasından dolayı çıkan insanların Allah Allah diyerek yol almasından dolayı önceleri “Allah dedirten” daha sonra “Allahdiyen” olarak verildiğini söyledi.
Köyden bir süre çok geniş olan ve Gediz nehrinin baştan başa aktığı ovayı seyrettik ve ben burada köyden akşam batan güneşi de seyrettik uzun uzun.
Bozdağlar eteklerindeki Salihli Allahdiyen köyünden akşam güneşini böyle uğurladık…
(YAZI VE FOTOĞRAFLAR: YILMAZ IŞIK)
