Ani ısı değişimleri hastalığa yol açar mı? Uzmanlar ani ısı değişikliklerinin olumsuz etkileri hakkında bilgi verdi.
Ülkemizde son yıllarda görülen meteorolojik olaylardaki alışıldık olmayan artış eğilimi, iklim değişikliğini göstergesi olarak ortaya çıkıyor. Hem sıcaklık ve yağış normallerinde değişim gözleniyor, hem de iklim özellikleri gittikçe farklılaşıyor. Bazı zamanlar güne sağanak yağmurla başlanıp, öğleden sonra çıkan güneşin yakıcılığı ile karşılaşılırken; şiddetli rüzgar ve soğuk hava, aynı gün içinde yerini sıcak ve nemli havaya bırakabiliyor. Mevsimler bu kadar öngörülemez olduğundan, kişilerin kendini koruması da gittikçe zorlaşıyor ve bu ani ısı değişimleri hastalıklara eskisinden daha çok olanak sağlıyor. Memorial Antalya Hastanesi Dahiliye Bölümü’nden Uz. Dr. İrem Özçelik, ani ısı değişikliklerinin sağlığa olumsuz etkileri ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Gün içindeki ısı farkları hazırlıksız yakalıyor!
Sağlıklı bir kişide görülmesi gereken ortalama vücut ısısının 36,5-37 derecedir. Beyindeki kontrol merkezi dış ortam ile ilgili gerekli uyarıları alarak bu ısı ayarını düzenli olarak kan damarları, ter bezleri, akciğer, deri, böbrekler, böbrek üstü bezleri, yağ dokusu ve kaslar ile dengelemeye çalışır. Terleme ve üşüme duygusu da damarların genişlediği, büzüldüğü, ter bezleri salgılarının artıp azaldığı bu düzenleme sırasında ortaya çıkmaktadır. Hava şartlarında ani değişimler meydana geldiğinde, hissedilen rüzgar ve soğuk, vücudumuzu hazırlıksız yakalayarak; bağışıklık sistemimizin zayıflamasına neden olmaktadır. Direncin düştüğü bu zayıf dönemde hastalıklara yakalanmak da kaçınılmaz hale gelebilmektedir.
Bol sıvı tüketmek şart!
Bu dönemde tüketilecek doğru gıdalar metabolizmanın güçlenmesine yardımcı olmakta ve hastalıklara karşı kalkan oluşturabilmektedir. Gün içinde yeşil ve sarı meyveleri tüketmek C vitamini açısından zengin bir beslenme sağlayacaktır. Özellikle boğazda duyulan hassasiyet ya da öksürük için bu meyveler oldukça faydalı olabilmektedir. Günün geri kalanında ise bitki çayları tüketmek sıvı alımını sağlarken, güçlü bir koruma için metabolizmaya destek olmaktadır. Bağışıklık sistemini güçlendirirken önem verilmesi gereken diğer doğal takviyeler ise ekinezya bitkisi ve ekmek mayasından üretilen beta-glukandır. Öte yandan vücudun savunma sisteminin işlevini yapabiliyor olması için burun ve ağızdan başlayan giriş yollarının sağlıklı olması büyük önem taşır. Bu sistemin düzgün çalışması için günde ortalama 2-3 litre su tüketilmelidir.
Kaliteli bir uyku ve katlı kıyafet seçimi…
Günde en az 7-8 saatlik kaliteli bir uyku vücudun dinlenmesi ve ertesi gün için gerekli enerjiyi toplaması için önemlidir. Uyuduğunuz ortamın özelliklerine dikkat etmek önemlidir. İyi havalandırılmamış, nemli, çok sıcak veya çok soğuk bir ortam, uyku kalitenizi düşüreceğinden bağışıklık sisteminizi de olumsuz etkileyecektir. Kaliteli bir uykunun ardından alınacak ılık bir duş ise; sizi güne hazırlayacak ve gün boyu zinde kalmanızı sağlayacaktır. Sıcaklık değişimlerinin sık yaşandığı günlerde en çok dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de havaya uygun giyinmektir. Soğuktan korunmak veya sıcaktan etkilenmemek için doğru kıyafetlerin seçilmesi gerekir. Tahmin edilemeyecek hava değişimlerine karşı giyim konusunda hazırlıklı olmanın, mümkünse kat kat giyimi tercih etmek önemlidir. Fazla sıkı veya gereğinden bol kıyafetler vücut ısısının korunmasını zorlaştırır.
Egzersiz ile bağışıklık sisteminizi güçlendirin
Vücudun savunma mekanizmasını desteklemek için düzenli egzersiz yapmak bağışıklık sistemini güçlendiren bir etkendir. Haftada 3-4 gün yapılan düzenli yürüyüşlerin yanı sıra; yaş ve fiziksel özellikler göz önünde bulundurularak tercih edilecek çeşitli sporlar hastalıkları önlemeye yardımcı olacaktır. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)
KAYNAK: BSHA HABER AJANSI