reklam
reklam
DOLAR35,2068% 0.3
EURO36,7672% 0.92
STERLIN44,3202% 0.7
FRANG39,4341% 0.87
ALTIN2.968,40% 1,31
BITCOIN95.677,78-1.624
</div

20 Bin Öğretmen Ataması Tercih Sonuçları

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
20 Bin Öğretmen Ataması Tercih Sonuçları
reklam

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen ve 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması tercih sonuçlarının açıklandığı programda yaptığı konuşmada, öğretmenlerle bir arada bulunmanın bahtiyarlığını yaşadığını ifade etti. Yarın kutlanacak 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü tebrik eden ve eğitim camiasına hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Yine bu vesileyle görevi başında şehit olan öğretmenlerimizle afetlerde, kazalarda ebediyete irtihal eden öğretmenlerimiz başta olmak üzere vefat eden tüm öğretmenlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Aziz hatıralarını her zaman yüreğimizde yaşattığımız şehit Şenay Aybüke Yalçın'ı, Necmettin Yılmaz'ı ve diğer kahraman eğitimcilerimizi rahmetle anıyorum." diye konuştu. Erdoğan; ülkeye, millete ve evlatlara karşı vazifelerini hakkıyla yerine getirdikten sonra emekliliğini yaşayan öğretmenlere de sağlıklı, hayırlı, uzun ömürler niyaz ettiğini söyledi. Yurt içi ve dışında gerek Bakanlık bünyesinde gerek Maarif Vakfına bağlı eğitim gerekse özel öğretim kurumlarında fedakârca görev yapan tüm öğretmenlere teşekkür eden Erdoğan, "Bugün aynı zamanda bir başka sevincimizi de hep birlikte yaşıyoruz. 20 bin öğretmen adayımızın atama heyecanına, inşallah, birazdan şahitlik edeceğiz. Az sonra kura ile meslek hayatına adım atacak genç öğretmenlerimiz bilgileriyle, kültürleriyle ve güçlü karakterleriyle Anadolu'nun dört bir yanına ışık saçacak, evlatlarımızı geleceğe hazırlayacaklardır. Öğretmenlik mesleğine adım atan her bir kardeşimizi de burada gönülden tebrik ediyor, bu ulvi görevin şimdiden kendilerine, ailelerine ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum." ifadesini kullandı. Erdoğan, öğretmenlerin gayretleriyle maarif davasının daha da güçleneceğine, yeni bir ritim ve ivme kazanarak yolunda çok daha güçlü bir şekilde devam edeceğine yürekten inandığını belirterek, "Her medeniyet, mensuplarına kimlik kazandıran bir manzume, bir hakikatler silsilesidir. Bu muazzam yapı elbette sadece taşla, toprakla değil; ilimle, irfanla, ahlakla ve emekle yükselir. Bunların temelinde ise eğitim öğretim vardır. Eğitim yalnızca bilgiye değil; hikmeti, adaleti ve şahsiyeti kuşatan genç ve taze zihinleri yüksek bir mefkureye götüren yoldur. Bu yolun mihmandarı ise hiç şüphesiz öğretmendir." dedi. Şair-yazar ve fikir insanı Sezai Karakoç'un "İnsanı yüzeysel olandan kurtararak derinliğe ulaştıran öğretmen, sadece bilginin değil, hikmetin de taşıyıcısıdır." ifadesinin öğretmeni tanımladığını söyleyen Erdoğan, konuşmasında Karakoç'un "Çağ ve İlham-1" kitabından şu bölüme yer verdi: "Eğer Birinci Cihan Savaşı'nda Çanakkale'de, Kafkaslar'da, Sarıkamış'ta, Kanal'da, Gazze'de, Kudüs'te, Selman-ı Pak muharebelerinde ölenleri yeni nesillerimiz bilmiyorlar, unutmuşlar ya da hatırlamıyorlarsa... Hatırlasalar da neden öldüklerini, hangi amaçla can verdiklerini bilmiyor ve anlamıyorlarsa, hangi medeniyet ve idealin, hangi yüce manevi değerlerin aşk ve heyecanı, fedakârlığıyla göz kırpmadan şehit olduklarını düşünemiyorlarsa bugünü de anlamıyorlar demektir." Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin Karakoç'un da belirttiği gibi çocuklara kimlik kazandıran, benlik şuuru aşılayan, maziyle güçlü bağlar kurma süreci olduğunu kaydetti. Erdoğan, eğitimin köklerinin ecdadın kendilerine miras kalan değerlerini keşfetme, aynı zamanda bu değerleri kuşatma yolculuğu olduğunu belirterek, Yahya Kemal Beyatlı'nın bunu, "Derler ki insanda derin bir yaradır köksüzlük, budur alemde hudutsuz ve hazin öksüzlük" sözleriyle ifade ettiğini kaydetti. Öğretmenlerin, bilgiyi hikmetle yoğurup kalpleri terbiye eden birer gönül işçisi, milletin değerlerini yarınlara taşıyan birer köprü konumunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biz eğitim öğretim yoluyla yalnızca meslek sahibi bireyler değil; 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller' yetiştirme derdindeyiz. Bir milyon öğretmenimizle, büyük eğitim ailemizin bütün fertleriyle, kökleriyle bağları sağlam kuşakların yetişmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Burada şu noktayı özellikle vurgulamak isterim: Bu ideale ulaşmak yalnızca diplomayla ya da bilgiyle değil, şahsiyet inşa eden bir anlayışla mümkündür." diye konuştu. "Çağın ihtiyaçlarını gözeten, bilimsel yaklaşıma dayalı bir eğitim anlayışını hayata geçiriyoruz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığa yön verecek eserlerin duruşu dik, iradesi güçlü, karakteri oturmuş kişilerin ellerinden çıkacağını belirterek, "Elbette akademik başarı önemlidir, diploma değerlidir ama bunlar sağlam bir şahsiyet zemini üzerinde yükseldiği zaman gerçek anlamını bulacaktır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; işte bu iddianın, bu idealin bir tezahürüdür. Bizler bu modelle yalnızca bilgiye ulaşan değil; bilgiyi hikmetle birleştiren, erdemi hayatına nakşeden nesiller yetiştirmeyi arzu ve ümit ediyoruz. Milletimizin tarihî birikimini, köklü değerlerini ve kültürel zenginliklerini merkeze alan modelimizle aynı zamanda çağın ihtiyaçlarını gözeten, bilimsel yaklaşıma dayalı bir eğitim anlayışını hayata geçiriyoruz." ifadelerini kullandı. Yeni müfredatla, öğrencileri yalnızca akademik anlamda donanımlı kılmayı değil, okuyan, düşünen, sorgulayan, sorumluluk bilinci yüksek, eleştirel bakış açısına sahip kuşaklar olarak yetiştirmeyi de hedeflediklerine işaret eden Erdoğan, bu sistemi bireysel farklılıkları gözeten, öğrenme ihtiyaçlarına duyarlı ve odağında insani değerler olan bütüncül bir anlayışla yapılandırdıklarını anlattı. Erdoğan, attıkları bu adımlarla eğitim öğretim sistemini hem bilimsel temellere oturttuklarını hem de milletin öz değerleriyle harmanladıklarını kaydederek, "Yeni modelde iş birliğini, dayanışmayı ve sosyal sorumluluğu eğitim öğretimimizin ayrılmaz bir parçası hâline getirdik. Ayrıca süreç odaklı değerlendirme yöntemini benimseyerek evlatlarımızın gelişimlerini, sürekliliğini önceledik. Güzel Türkçemizin korunması ve geliştirilmesi de maarif modelimizin yapı taşlarından biriydi. Öğretmenler başta olmak üzere eğitim öğretim camiamızın tüm paydaşlarıyla şekillendirdiğimiz modelimizin millet olarak eksikliğini hissettiğimiz birçok ihtiyacı karşılayacağına inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu. Ön yargıları kırmak gibi çoğu zaman alışkanlıkları değiştirmenin de atomu parçalamak kadar zor ve meşakkatli olduğunu, sabır ve kararlılık gerektirdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Eğitim öğretim alanında ülkemizde köşe başlarını tutmuş ideolojik çevrelerin her türlü değişime, yeniye ve yeniliğe ayak diremeleri meşhurdur. Aynı aktörlerin Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizi sabote etmek için yine devrede olduğunu görüyoruz. 2024 Türkiye'sine hâlen vesayet dönemlerinin merceğinden bakan, değişime kapalı, dünyadan ve hayatın dinamiklerinden kopuk bu arkaik zihniyetin evlatlarımızın ufkunu karartmalarına müsaade edemeyiz. Eğitim öğretim modelimizin çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde revize edilmesi, tespit edilen sorunların çözüme kavuşturulması hem devletimizin hem eğitimcilerimizin hem de ebeveynlerin evlatlarımıza karşı sorumluluğudur." "Muhalefetin ve iş tuttuğu meslek örgütlerinin bu hatadan dönmelerini temenni ediyoruz" Türkiye'nin geleceği açısından böylesine hayati bir meselenin ideolojik kavgaların ve günlük siyasi polemiklerin mezesi hâline getirilmesinin yanlış olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Muhalefetin ve iş tuttuğu meslek örgütlerinin bu hatadan bir an önce dönmelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Biz eğitim öğretim meselesini siyasetüstü tutmaya özen gösteriyoruz. Bundan sonra da bu çizgimizi muhafaza edeceğiz. Siz eğitimcilerimizin de katkılarıyla şekillenen yeni modelimizi kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz. Ailelerinin bizlere emanet ettiği, aydınlık yarınlarımızın güvencesi olan gençlerimizin en iyi, en donanımlı, en başarılı şekilde yetişmeleri için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyeceğiz. Öğretmenlerimiz bize güçlü destek verirse,Allah'ın izniyle, her şey daha sağlıklı işleyecek. Hedeflerimize çok daha kısa sürede ulaşacağız." dedi. "Hükûmetlerimiz döneminde 800 bin öğretmen ataması yaptık" Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zaman vurguladığı bir gerçeği bugün tekrar hatırlatmak istediğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Bundan 22 sene önce Türkiye'yi yönetme sorumluluğunu devraldığımızda eğitimi, hükûmetimizin de partimizin de politikalarının ilk sırasına koyduk. Eğitime ayrılan bütçe 2002'de yalnızca 7,5 milyar lira seviyesindeydi. Bugün bu rakam yükseköğrenim dahil 1 trilyon 620 milyar liraya ulaştı. Türk ekonomisi büyüdükçe, Türkiye'nin imkân ve kaynakları genişledikçe, milletimizin refahı arttıkça, bunu her zaman en önce öğretmenlerimize ve eğitime yansıtmak temel düsturumuz oldu. Yeni derslik inşasından öğretmen atamalarına, fiziki altyapıdan müfredat reformlarına kadar her alanda büyük dönüşüm gerçekleştirdik. Görevi devraldığımızda buranın altını çiziyorum, 367 bin olan derslik sayısı bugün resmî ve özel olmak üzere toplam 735 bine çıktı. Nereden nereye? Son yirmi yılda, 80 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa ettik. Eğitimin altyapısını geliştirirken eğitimin taşıyıcı sütunu olan öğretmenlerimizi de elbette ihmal etmedik. Hükûmetlerimiz döneminde 800 bin öğretmen ataması yaptık. 2002'de ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 36, ortaöğretimde ise 30'du. Bu sayıyı ilköğretimde 23'e, ortaöğretimde ise 22'ye düşürmeyi başardık." Öğretmen başına düşen öğrenci sayısında da kayda değer bir ilerleme sağladıklarını belirten Erdoğan, "2002'de ilköğretimde 28, ortaöğretimde 18 olan oranlar bugün ilkokulda 18'e, ortaokulda 14'e ve ortaöğretimde ise 12'ye indi. Sadece bu veriler bile Türkiye'nin eğitim alanında 22 yılda yazdığı eşsiz başarı hikâyesinin en somut göstergesidir." ifadelerini kullandı. Sadece altyapıda ve öğretmen atamalarında değil, okullaşma oranlarında da tarihî nitelikte adımlar attıklarını belirten Erdoğan, okullaşma oranının ilköğretimde yüzde 91'den yüzde 96'ya, ortaöğretimde ise yüzde 50'den yüzde 88'e yükseldiğini kaydetti. Erdoğan, "Bilhassa kız çocuklarımız ile okulları arasında konan engelleri başta başörtüsü yasağı olmak üzere birer birer ortadan kaldırdık. Şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıyor, yakın tarihi yeniden yazmaya çalışıyor. Daha düne kadar bu ülkede kızlarımız kılık kıyafetinden, başörtüsünden dolayı baskıya uğramamış; okuldan, üniversiteden atılmamış, kadınlar memuriyetten ihraç edilmemiş gibi yalan yanlış konuşuyorlar. Bu çevrelerin safsata dedikleri acıları, zulümleri, baskıları, yasakları, faşizmin her türlüsünü biz bizzat tecrübe ettik. İliklerimize kadar yaşadık." ifadelerini kullandı. "Öğretmenlerimizin haklarını, itibarını ve mesleki gelişimini güvence altına almak için kararlı duruş sergiliyoruz" Hakikate gözlerini kapatmayanlar için sadece bu rakamların bile yeterli olduğuna inandığını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "28 Şubat döneminde güya irtica ile mücadele kılıfı altında aralarında kamu görevlilerinin de olduğu 6 milyon insanımız fişlendi. Yalnızca millî eğitimde 33 bin öğretmen disiplin soruşturmasına uğradı. 11 bin 890 öğretmen disiplin cezası aldı. 11 bin öğretmen ise istifa ettirildi. Kamu bürokrasisi yanında ekonomiden siyasete, sivil toplumdan günlük hayata her alanda milletimiz çok ağır baskılara maruz bırakıldı. Bakınız, daha üniversite kapılarında kurulan ikna odalarını, kürsüden zorla indirilen başarılı mezunları, eğitimlerini gözyaşlarıyla yarıda bırakan binlerce evladımızı, katsayı adaletsizliği sebebiyle hakları gasbedilen milyonlarca gencimizi burada saymıyorum. Bunlar ceberut laiklik uygulamalarının ayyuka çıktığı 1940'larda değil, dikkatinizi çekiyorum, sadece 27 yıl önce bu ülkede, bu şehirde yaşandı." Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet çevrelerinin tüm bu utanç verici gerçekleri inkar etmek, milletin çektiği zulümlere bigane kalmak yerine kendi geçmişleriyle yüzleşmesi ve tarihi tahrif etmekten vazgeçmesinin gerektiğini vurguladı. Toplumun yükselişinin ancak öğretmenin emeğine, bilgisine ve özverisine verdiği değerle mümkün olacağını kaydeden Erdoğan, "İşte bu bilinçle öğretmenlerimizin haklarını, itibarını ve mesleki gelişimini güvence altına almak için kararlı bir duruş sergiliyoruz. Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nu hayata geçirerek öğretmenlik mesleğini yasal zeminde özel bir statüye kavuşturduk. 2025 yılı itibarıyla yaklaşık 300 bin öğretmenimiz, uzman ve başöğretmen ünvanını elde edecek." dedi. "Öğretmenlerimiz, meslekleriyle ilgili olmayan işlerde rızaları dışında görevlendirilemeyecek" Görevleri sırasında veya görevleri nedeniyle eğitim çalışanlarına yönelik işlenen suçlara karşı caydırıcı yaptırımlar getirdiklerini belirten Erdoğan, "Hapis cezasının ertelenmesi uygulamasını kaldırarak öğretmenlerimize yönelik işlenen 'kasten yaralama' suçunu tutuklama sebebi saydık. Öğretmenlerimize yönelik her saldırıyı sadece bireysel bir eylem olarak değil, milletimizin geleceğine yapılan bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Bu düzenlemelerin eğitim öğretim camiamızdaki güven ve huzur ortamını günden güne tahkim edeceğine inanıyoruz. Benzer şekilde artık öğretmenlerimiz, olağanüstü hâl, genel afet ve salgın hastalık durumları haricinde meslekleriyle ilgili olmayan işlerde rızaları dışında görevlendirilemeyecek." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başarılı bir öğretmen yetiştirme sürecinin temelinde öğretmenlerin görev öncesinde mesleğe tam anlamıyla hazır olmalarının bulunduğunu kaydederek, "Hayat boyu öğrenme ilkemiz doğrultusunda öğretmenlerimizin mesleki donanımını sürekli olarak arttırıyoruz. Attığımız bu adımlarla öğretmenlerimizle omuz omuza vererek eğitimde çıtayı her geçen gün daha da yukarı taşımaya kararlıyız." dedi. Bir çocuğun öğrenme aşkını ve geleceğe dair umutlarını besleyen en güçlü elin, ailesinin desteği ve rehberliği olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aile, her çocuğun ilk öğretmenidir. Onun yüreğine dokunan, zihnini şekillendiren, karakterini yoğuran ilk mekteptir. Bir öğretmenin öğrencisini muhabbetle kucaklayan emeği ne kadar değerliyse velilerin desteği de aynı derecede kıymetlidir, vazgeçilmezdir. Ailelerimizden çocuklarının eğitimleriyle daima yakından ilgilenmelerini beklediğimizi, öğrenme süreçlerinde destekleyici, kolaylaştırıcı rol üstlenmelerinin gerektiğini burada tekrar vurgulamak istiyorum." diye konuştu. Erdoğan, bugün aralarına katılacak öğretmenlere sorumluluklarının büyük, görevlerinin çok mühim olduğunu hatırlatarak, "Maarif davamızın öncü isimlerinden Nurettin Topçu'nun şu veciz sözlerini lütfen bir an olsun unutmayın: 'Millet bünyesinde inkılaplar, mekteple başlar ve her milletin kendine özel olan mektepleri vardır. Ademoğlunu beşikten alarak mezara kadar götürüp teslim eden dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insan muallimlerdir.' İşte sizler bu mesuliyetin taşıyıcılarısınız. Ben sizlere güveniyorum. Her birinizin yüksek vazife şuuru ve tam bir adanmışlıkla görevini yapacağına yürekten inanıyorum." ifadelerini kullandı. 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayan Erdoğan, bu güzel buluşmaya vesile olan Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve ekibini tebrik etti. Öğretmenlere emekleri, sabırları, fedakârlıkları için millet adına şükranlarını sunan Erdoğan, öğretmenlerden öğrencilerine selamını götürmelerini istedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, butona basarak ilk kura çekimini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın butona basmasıyla ekranda atandıklarını gören öğretmenler, büyük sevinç yaşadı. Öğretmenler, yakınlarına sarılarak bu sevinci paylaştı. Bakan Tekin: "Her öğretmen, kendi öğrencilerini ve eğitim ortamını en iyi tanıyan rehberdir." Bakan Yusuf Tekin de burada yaptığı konuşmaya kendilerine Türkiye'nin 81 ilinden gelen öğretmenleri İstanbul'da ağırlama imkânı sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şükranlarını sunarak başladı. Öğretmenlerin, "İnsan, insanın gölgesinde yetişir." özdeyişinin içerdiği derin gerçekliği hakikate dönüştürdüğünü söyleyen Tekin, tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayarak, yeni öğretmenlere de eğitim yolculuklarında başarılar diledi. Tekin, şunları dile getirdi: "24 Kasım, herhangi bir meslek grubunun onurlandırıldığı sembolik bir günü değil, hayatımızın her anına eşlik eden, katkılarıyla üzerimizdeki hakları baki olan öğretmenlerimizin şahsında ve rehberliğinde idrak ettiğimiz Büyük Türkiye idealini yansıtmaktadır. Daha adil ve daha özgür bir dünyanın inşası için talipli olduğumuz büyük medeniyet vizyonumuzun her yönüyle ve tüm hedefleriyle birlikte somutlaşmasına karşılık gelen bu ideal, hiç kuşku yok ki maarif ordumuzun çabalarıyla hayat bulacaktır." "2024-2025 eğitim öğretim döneminde üç temel politika" Eğitimin, temel hak ve hürriyetlerin en güçlü teminatı olduğunun altını çizen Tekin, "Bizler, eğitim sistemimizi inşa ederken demokrasi ve hukuk devleti prensibini, toplumumuzun her bir ferdine eşit ve adil fırsatlar sunan, inanç ve yaşam biçimlerini özgürce yaşayabilmelerini sağlayan bir teminat olarak görüyoruz. Her evladımızı aynı sevgi ve kararlılıkla kucaklayan bu yaklaşım, milletimizin kadim değerlerini çağın gerekleriyle mezcetmekte, güçlü ve özgür nesiller yetiştirmenin en sağlam zeminini oluşturmaktadır." dedi. Tekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde şekillenen Türkiye Yüzyılı vizyonunun milletin köklü geçmişini çağın dinamikleriyle buluşturarak her alanda yükselmesini amaçlayan bir kararlılık ve dönüşüm ifadesi olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti: "Bu anlayışla eğitim ailesi olarak 2024-2025 eğitim öğretim döneminde üç temel politikayı ana gündemimize almış bulunuyoruz: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin uygulanması, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi'nin hayata geçirilmesi ve okul-aile iş birliğinin güçlendirilmesi. Her biri, eğitim sistemimizi daha ileriye taşımak, bireyden topluma uzanan güçlü bir bağ kurmak ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine emin adımlarla ulaşmak için stratejik bir adım niteliğindedir." "Dünyanın gelişen dinamiklerine uyum sağlayan bir eğitim anlayışına sahibiz" Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin klasik eğitim paradigmalarından farklı olarak yalnızca bilgiyi değil; insanı merkeze alan, öğrencilerin ilgi, yetenek ve potansiyellerini esas alan bir anlayışı temsil ettiğinin altını çizen Tekin, "Maarif modelimiz, madde ile manayı, akıl ile duyguyu, birey ile toplumu dengeleyen bir vizyonun adıdır. Evlatlarımıza evrensel değerler kazandırırken onların kendi kültürlerine, tarihine ve medeniyetine bağlı bireyler olarak yetişmesini sağlayacak bir altyapı sunmaktadır. Eğitim alanında gerçekleştirdiğimiz bu köklü dönüşümle, sadece bilgi üreten değil; aynı zamanda bu bilgiyi insanlık yararına dönüştüren, değerlerine bağlı nesiller yetiştiriyoruz. Öğretim programlarımızı, bilimsel gelişmeler ışığında, eğitim bilimlerindeki yenilikleri, insan hakları ilkelerini ve milletimizin kadim değerlerini esas alarak yeniden yapılandırıyoruz. Bugün artık hem kendi kökleriyle barışık hem de dünyanın gelişen dinamiklerine uyum sağlayan bir eğitim anlayışına sahibiz." diye konuştu. Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin başarıya ulaşmasında en büyük güvencenin, eğitim sisteminin mimarları olan öğretmenler olduğunu aktararak, "Bu süreçte öğretmenlerimizin mesleki hareket alanlarını genişletmek, sınıf ve okul şartlarına uygun şekilde karar alabilmelerini desteklemek ve ihtiyaç duydukları teknik desteği eksiksiz sunmak en önemli hedeflerimizden biridir çünkü bizler biliyoruz ki her öğretmen, kendi öğrencilerini ve eğitim ortamını en iyi tanıyan rehberdir. Onlara sağlanacak özgürlük alanı ve destek, eğitimin niteliğini artıracak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirecek en büyük gücümüz olacaktır." değerlendirmesini yaptı. "Öğretmen adayları için Millî Eğitim Akademisi vurgusu" Öğretmenlerin mesleki niteliklerini artırmak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve onlara hak ettikleri itibarı kazandırmak için tarihî adımlar attıklarını dile getiren Tekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın desteğiyle çıkarılan Öğretmenlik Mesleği Kanunu ile öğretmenlik mesleğini yasal zeminde özel bir statüye kavuşturduklarını kaydetti. Tekin, bu Kanun'un öğretmenlerin mesleki haklarını güvence altına alırken, uzmanlık ve başöğretmenlik gibi kariyer basamaklarıyla mesleki gelişimlerini teşvik eden bir yapıyı hayata geçirdiğine değindi. Başarılı bir öğretmen yetiştirme sürecinin temelinde, öğretmenlerin görev öncesinde mesleğe tam anlamıyla hazır olmalarının yattığına dikkati çeken Tekin, bu doğrultuda aynı Kanun'la öğretmen adaylarına staj ve öğretmenlik uygulaması süreçlerini güçlendirecek biçimde Millî Eğitim Akademisini kurduklarını aktardı. Tekin, millî ve manevi değerlerle barışık ve çağın gerekleriyle uyumlu her türlü düzenlemeyi hayata geçirme gayretlerinin devam edeceğini belirterek, "Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonraki süreçte de alandaki bütün paydaşlarla ve ilgili tüm aktörlerle diyalog kurmaya, onların görüş ve önerilerini almaya büyük bir özen gösterecek; öğretmenlerimizden, öğrencilerimizden, velilerimizden, ilgili STK temsilcilerinden ya da akademisyenlerimizden gelecek her türlü katkıya açık olacağız. Sizlerle birlikte yürümek, sizlere hizmet etmek bizim en büyük bahtiyarlığımızdır. Rabb'im, sizlerin sabrını, emeğini ve fedakârlığını daim eylesin." dedi. Bakan Tekin, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu topraklara emek veren, ter döken, nesillerimizi yoğuran tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü yeniden kutluyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmalarının ardından gerçekleştireceğimiz atama töreniyle aramıza katılacak değerli öğretmenlerimize de bir kez daha 'Hayırlı olsun!' dileklerimi iletiyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, bu anlamlı buluşmayı onurlandırdığınız, bütün alanlarda olduğu gibi eğitimde de özgürleştirici ve demokratik kültürü konsolide edici devrimleriniz için, eğitimi bu ülkenin birinci önceliği hâline getirdiğiniz için öğretmen arkadaşlarım, öğrencilerim ve milletimiz adına zatıdevletlerinize en derin şükranlarımı arz ediyorum. Türkiye Yüzyılı'nı inşa yolunda sizin öncülüğünüzde attığımız her bir adımın, milletimizin istikbalini köklü medeniyet değerlerimizle yoğurarak güçlendiren bir maarif seferberliği olduğuna inanıyorum. Bu kutlu davada, köklü medeniyetimizin değerleriyle yoğrulmuş nesiller yetiştirerek ülkemizi daha müreffeh yarınlara taşımaya azim ve kararlılıkla devam eden zatıdevletlerinizi ve kıymetli öğretmenlerimizi saygıyla selamlıyorum." Tekin, Üsküdar Ahmet Ratıp Paşa Güzel Sanatlar Lisesi öğretmeni Gizem Aydın tarafından yapılan ve İstanbul'un fetih sahnesini yansıtan çalışmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a takdim etti. Törene atama bekleyen öğretmenler ve aileleri de katıldı. Program, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın öğretmenlerle hatıra fotoğrafı çektirmesiyle son buldu. Atama sonuçlarına, https://pbs.meb.gov.tr/sonuc veya https://www.turkiye.gov.tr/milli-egitim-sozlesmeli-ogretmenlik-atama-sonucu-sorgulama adreslerinden kişisel e-Devlet şifresi kullanılarak erişilebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen ve 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması tercih sonuçlarının açıklandığı programda yaptığı konuşmada, öğretmenlerle bir arada bulunmanın bahtiyarlığını yaşadığını ifade etti.
Yarın kutlanacak 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü tebrik eden ve eğitim camiasına hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, “Yine bu vesileyle görevi başında şehit olan öğretmenlerimizle afetlerde, kazalarda ebediyete irtihal eden öğretmenlerimiz başta olmak üzere vefat eden tüm öğretmenlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Aziz hatıralarını her zaman yüreğimizde yaşattığımız şehit Şenay Aybüke Yalçın’ı, Necmettin Yılmaz’ı ve diğer kahraman eğitimcilerimizi rahmetle anıyorum.” diye konuştu.
Erdoğan; ülkeye, millete ve evlatlara karşı vazifelerini hakkıyla yerine getirdikten sonra emekliliğini yaşayan öğretmenlere de sağlıklı, hayırlı, uzun ömürler niyaz ettiğini söyledi.
Yurt içi ve dışında gerek Bakanlık bünyesinde gerek Maarif Vakfına bağlı eğitim gerekse özel öğretim kurumlarında fedakârca görev yapan tüm öğretmenlere teşekkür eden Erdoğan, “Bugün aynı zamanda bir başka sevincimizi de hep birlikte yaşıyoruz. 20 bin öğretmen adayımızın atama heyecanına, inşallah, birazdan şahitlik edeceğiz. Az sonra kura ile meslek hayatına adım atacak genç öğretmenlerimiz bilgileriyle, kültürleriyle ve güçlü karakterleriyle Anadolu’nun dört bir yanına ışık saçacak, evlatlarımızı geleceğe hazırlayacaklardır. Öğretmenlik mesleğine adım atan her bir kardeşimizi de burada gönülden tebrik ediyor, bu ulvi görevin şimdiden kendilerine, ailelerine ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.” ifadesini kullandı.
Erdoğan, öğretmenlerin gayretleriyle maarif davasının daha da güçleneceğine, yeni bir ritim ve ivme kazanarak yolunda çok daha güçlü bir şekilde devam edeceğine yürekten inandığını belirterek, “Her medeniyet, mensuplarına kimlik kazandıran bir manzume, bir hakikatler silsilesidir. Bu muazzam yapı elbette sadece taşla, toprakla değil; ilimle, irfanla, ahlakla ve emekle yükselir. Bunların temelinde ise eğitim öğretim vardır. Eğitim yalnızca bilgiye değil; hikmeti, adaleti ve şahsiyeti kuşatan genç ve taze zihinleri yüksek bir mefkureye götüren yoldur. Bu yolun mihmandarı ise hiç şüphesiz öğretmendir.” dedi.
Şair-yazar ve fikir insanı Sezai Karakoç’un “İnsanı yüzeysel olandan kurtararak derinliğe ulaştıran öğretmen, sadece bilginin değil, hikmetin de taşıyıcısıdır.” ifadesinin öğretmeni tanımladığını söyleyen Erdoğan, konuşmasında Karakoç’un “Çağ ve İlham-1” kitabından şu bölüme yer verdi: “Eğer Birinci Cihan Savaşı’nda Çanakkale’de, Kafkaslar’da, Sarıkamış’ta, Kanal’da, Gazze’de, Kudüs’te, Selman-ı Pak muharebelerinde ölenleri yeni nesillerimiz bilmiyorlar, unutmuşlar ya da hatırlamıyorlarsa… Hatırlasalar da neden öldüklerini, hangi amaçla can verdiklerini bilmiyor ve anlamıyorlarsa, hangi medeniyet ve idealin, hangi yüce manevi değerlerin aşk ve heyecanı, fedakârlığıyla göz kırpmadan şehit olduklarını düşünemiyorlarsa bugünü de anlamıyorlar demektir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin Karakoç’un da belirttiği gibi çocuklara kimlik kazandıran, benlik şuuru aşılayan, maziyle güçlü bağlar kurma süreci olduğunu kaydetti.
Erdoğan, eğitimin köklerinin ecdadın kendilerine miras kalan değerlerini keşfetme, aynı zamanda bu değerleri kuşatma yolculuğu olduğunu belirterek, Yahya Kemal Beyatlı’nın bunu, “Derler ki insanda derin bir yaradır köksüzlük, budur alemde hudutsuz ve hazin öksüzlük” sözleriyle ifade ettiğini kaydetti.
Öğretmenlerin, bilgiyi hikmetle yoğurup kalpleri terbiye eden birer gönül işçisi, milletin değerlerini yarınlara taşıyan birer köprü konumunda olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Biz eğitim öğretim yoluyla yalnızca meslek sahibi bireyler değil; ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller’ yetiştirme derdindeyiz. Bir milyon öğretmenimizle, büyük eğitim ailemizin bütün fertleriyle, kökleriyle bağları sağlam kuşakların yetişmesi için gece gündüz çalışıyoruz. Burada şu noktayı özellikle vurgulamak isterim: Bu ideale ulaşmak yalnızca diplomayla ya da bilgiyle değil, şahsiyet inşa eden bir anlayışla mümkündür.” diye konuştu. “Çağın ihtiyaçlarını gözeten, bilimsel yaklaşıma dayalı bir eğitim anlayışını hayata geçiriyoruz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanlığa yön verecek eserlerin duruşu dik, iradesi güçlü, karakteri oturmuş kişilerin ellerinden çıkacağını belirterek, “Elbette akademik başarı önemlidir, diploma değerlidir ama bunlar sağlam bir şahsiyet zemini üzerinde yükseldiği zaman gerçek anlamını bulacaktır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli; işte bu iddianın, bu idealin bir tezahürüdür. Bizler bu modelle yalnızca bilgiye ulaşan değil; bilgiyi hikmetle birleştiren, erdemi hayatına nakşeden nesiller yetiştirmeyi arzu ve ümit ediyoruz. Milletimizin tarihî birikimini, köklü değerlerini ve kültürel zenginliklerini merkeze alan modelimizle aynı zamanda çağın ihtiyaçlarını gözeten, bilimsel yaklaşıma dayalı bir eğitim anlayışını hayata geçiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Yeni müfredatla, öğrencileri yalnızca akademik anlamda donanımlı kılmayı değil, okuyan, düşünen, sorgulayan, sorumluluk bilinci yüksek, eleştirel bakış açısına sahip kuşaklar olarak yetiştirmeyi de hedeflediklerine işaret eden Erdoğan, bu sistemi bireysel farklılıkları gözeten, öğrenme ihtiyaçlarına duyarlı ve odağında insani değerler olan bütüncül bir anlayışla yapılandırdıklarını anlattı.
Erdoğan, attıkları bu adımlarla eğitim öğretim sistemini hem bilimsel temellere oturttuklarını hem de milletin öz değerleriyle harmanladıklarını kaydederek, “Yeni modelde iş birliğini, dayanışmayı ve sosyal sorumluluğu eğitim öğretimimizin ayrılmaz bir parçası hâline getirdik. Ayrıca süreç odaklı değerlendirme yöntemini benimseyerek evlatlarımızın gelişimlerini, sürekliliğini önceledik. Güzel Türkçemizin korunması ve geliştirilmesi de maarif modelimizin yapı taşlarından biriydi. Öğretmenler başta olmak üzere eğitim öğretim camiamızın tüm paydaşlarıyla şekillendirdiğimiz modelimizin millet olarak eksikliğini hissettiğimiz birçok ihtiyacı karşılayacağına inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu.
Ön yargıları kırmak gibi çoğu zaman alışkanlıkları değiştirmenin de atomu parçalamak kadar zor ve meşakkatli olduğunu, sabır ve kararlılık gerektirdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Eğitim öğretim alanında ülkemizde köşe başlarını tutmuş ideolojik çevrelerin her türlü değişime, yeniye ve yeniliğe ayak diremeleri meşhurdur. Aynı aktörlerin Türkiye Yüzyılı Maarif Modelimizi sabote etmek için yine devrede olduğunu görüyoruz. 2024 Türkiye’sine hâlen vesayet dönemlerinin merceğinden bakan, değişime kapalı, dünyadan ve hayatın dinamiklerinden kopuk bu arkaik zihniyetin evlatlarımızın ufkunu karartmalarına müsaade edemeyiz. Eğitim öğretim modelimizin çağın ihtiyaçlarına uygun şekilde revize edilmesi, tespit edilen sorunların çözüme kavuşturulması hem devletimizin hem eğitimcilerimizin hem de ebeveynlerin evlatlarımıza karşı sorumluluğudur.” “Muhalefetin ve iş tuttuğu meslek örgütlerinin bu hatadan dönmelerini temenni ediyoruz”
Türkiye’nin geleceği açısından böylesine hayati bir meselenin ideolojik kavgaların ve günlük siyasi polemiklerin mezesi hâline getirilmesinin yanlış olduğuna vurgu yapan Erdoğan, “Muhalefetin ve iş tuttuğu meslek örgütlerinin bu hatadan bir an önce dönmelerini samimiyetle temenni ediyoruz. Biz eğitim öğretim meselesini siyasetüstü tutmaya özen gösteriyoruz. Bundan sonra da bu çizgimizi muhafaza edeceğiz. Siz eğitimcilerimizin de katkılarıyla şekillenen yeni modelimizi kararlılıkla uygulamayı sürdüreceğiz. Ailelerinin bizlere emanet ettiği, aydınlık yarınlarımızın güvencesi olan gençlerimizin en iyi, en donanımlı, en başarılı şekilde yetişmeleri için hiçbir fedakarlıktan çekinmeyeceğiz. Öğretmenlerimiz bize güçlü destek verirse,Allah’ın izniyle, her şey daha sağlıklı işleyecek. Hedeflerimize çok daha kısa sürede ulaşacağız.” dedi. “Hükûmetlerimiz döneminde 800 bin öğretmen ataması yaptık”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zaman vurguladığı bir gerçeği bugün tekrar hatırlatmak istediğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Bundan 22 sene önce Türkiye’yi yönetme sorumluluğunu devraldığımızda eğitimi, hükûmetimizin de partimizin de politikalarının ilk sırasına koyduk. Eğitime ayrılan bütçe 2002’de yalnızca 7,5 milyar lira seviyesindeydi. Bugün bu rakam yükseköğrenim dahil 1 trilyon 620 milyar liraya ulaştı. Türk ekonomisi büyüdükçe, Türkiye’nin imkân ve kaynakları genişledikçe, milletimizin refahı arttıkça, bunu her zaman en önce öğretmenlerimize ve eğitime yansıtmak temel düsturumuz oldu. Yeni derslik inşasından öğretmen atamalarına, fiziki altyapıdan müfredat reformlarına kadar her alanda büyük dönüşüm gerçekleştirdik. Görevi devraldığımızda buranın altını çiziyorum, 367 bin olan derslik sayısı bugün resmî ve özel olmak üzere toplam 735 bine çıktı. Nereden nereye? Son yirmi yılda, 80 yılda yapılandan daha fazla derslik inşa ettik. Eğitimin altyapısını geliştirirken eğitimin taşıyıcı sütunu olan öğretmenlerimizi de elbette ihmal etmedik. Hükûmetlerimiz döneminde 800 bin öğretmen ataması yaptık. 2002’de ilköğretimde derslik başına düşen öğrenci sayısı 36, ortaöğretimde ise 30’du. Bu sayıyı ilköğretimde 23’e, ortaöğretimde ise 22’ye düşürmeyi başardık.”
Öğretmen başına düşen öğrenci sayısında da kayda değer bir ilerleme sağladıklarını belirten Erdoğan, “2002’de ilköğretimde 28, ortaöğretimde 18 olan oranlar bugün ilkokulda 18’e, ortaokulda 14’e ve ortaöğretimde ise 12’ye indi. Sadece bu veriler bile Türkiye’nin eğitim alanında 22 yılda yazdığı eşsiz başarı hikâyesinin en somut göstergesidir.” ifadelerini kullandı.
Sadece altyapıda ve öğretmen atamalarında değil, okullaşma oranlarında da tarihî nitelikte adımlar attıklarını belirten Erdoğan, okullaşma oranının ilköğretimde yüzde 91’den yüzde 96’ya, ortaöğretimde ise yüzde 50’den yüzde 88’e yükseldiğini kaydetti. Erdoğan, “Bilhassa kız çocuklarımız ile okulları arasında konan engelleri başta başörtüsü yasağı olmak üzere birer birer ortadan kaldırdık. Şimdi bakıyorsunuz birileri çıkıyor, yakın tarihi yeniden yazmaya çalışıyor. Daha düne kadar bu ülkede kızlarımız kılık kıyafetinden, başörtüsünden dolayı baskıya uğramamış; okuldan, üniversiteden atılmamış, kadınlar memuriyetten ihraç edilmemiş gibi yalan yanlış konuşuyorlar. Bu çevrelerin safsata dedikleri acıları, zulümleri, baskıları, yasakları, faşizmin her türlüsünü biz bizzat tecrübe ettik. İliklerimize kadar yaşadık.” ifadelerini kullandı. “Öğretmenlerimizin haklarını, itibarını ve mesleki gelişimini güvence altına almak için kararlı duruş sergiliyoruz”
Hakikate gözlerini kapatmayanlar için sadece bu rakamların bile yeterli olduğuna inandığını dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “28 Şubat döneminde güya irtica ile mücadele kılıfı altında aralarında kamu görevlilerinin de olduğu 6 milyon insanımız fişlendi. Yalnızca millî eğitimde 33 bin öğretmen disiplin soruşturmasına uğradı. 11 bin 890 öğretmen disiplin cezası aldı. 11 bin öğretmen ise istifa ettirildi. Kamu bürokrasisi yanında ekonomiden siyasete, sivil toplumdan günlük hayata her alanda milletimiz çok ağır baskılara maruz bırakıldı. Bakınız, daha üniversite kapılarında kurulan ikna odalarını, kürsüden zorla indirilen başarılı mezunları, eğitimlerini gözyaşlarıyla yarıda bırakan binlerce evladımızı, katsayı adaletsizliği sebebiyle hakları gasbedilen milyonlarca gencimizi burada saymıyorum. Bunlar ceberut laiklik uygulamalarının ayyuka çıktığı 1940’larda değil, dikkatinizi çekiyorum, sadece 27 yıl önce bu ülkede, bu şehirde yaşandı.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefet çevrelerinin tüm bu utanç verici gerçekleri inkar etmek, milletin çektiği zulümlere bigane kalmak yerine kendi geçmişleriyle yüzleşmesi ve tarihi tahrif etmekten vazgeçmesinin gerektiğini vurguladı.
Toplumun yükselişinin ancak öğretmenin emeğine, bilgisine ve özverisine verdiği değerle mümkün olacağını kaydeden Erdoğan, “İşte bu bilinçle öğretmenlerimizin haklarını, itibarını ve mesleki gelişimini güvence altına almak için kararlı bir duruş sergiliyoruz. Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nu hayata geçirerek öğretmenlik mesleğini yasal zeminde özel bir statüye kavuşturduk. 2025 yılı itibarıyla yaklaşık 300 bin öğretmenimiz, uzman ve başöğretmen ünvanını elde edecek.” dedi. “Öğretmenlerimiz, meslekleriyle ilgili olmayan işlerde rızaları dışında görevlendirilemeyecek”
Görevleri sırasında veya görevleri nedeniyle eğitim çalışanlarına yönelik işlenen suçlara karşı caydırıcı yaptırımlar getirdiklerini belirten Erdoğan, “Hapis cezasının ertelenmesi uygulamasını kaldırarak öğretmenlerimize yönelik işlenen ‘kasten yaralama’ suçunu tutuklama sebebi saydık. Öğretmenlerimize yönelik her saldırıyı sadece bireysel bir eylem olarak değil, milletimizin geleceğine yapılan bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Bu düzenlemelerin eğitim öğretim camiamızdaki güven ve huzur ortamını günden güne tahkim edeceğine inanıyoruz. Benzer şekilde artık öğretmenlerimiz, olağanüstü hâl, genel afet ve salgın hastalık durumları haricinde meslekleriyle ilgili olmayan işlerde rızaları dışında görevlendirilemeyecek.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başarılı bir öğretmen yetiştirme sürecinin temelinde öğretmenlerin görev öncesinde mesleğe tam anlamıyla hazır olmalarının bulunduğunu kaydederek, “Hayat boyu öğrenme ilkemiz doğrultusunda öğretmenlerimizin mesleki donanımını sürekli olarak arttırıyoruz. Attığımız bu adımlarla öğretmenlerimizle omuz omuza vererek eğitimde çıtayı her geçen gün daha da yukarı taşımaya kararlıyız.” dedi.
Bir çocuğun öğrenme aşkını ve geleceğe dair umutlarını besleyen en güçlü elin, ailesinin desteği ve rehberliği olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aile, her çocuğun ilk öğretmenidir. Onun yüreğine dokunan, zihnini şekillendiren, karakterini yoğuran ilk mekteptir. Bir öğretmenin öğrencisini muhabbetle kucaklayan emeği ne kadar değerliyse velilerin desteği de aynı derecede kıymetlidir, vazgeçilmezdir. Ailelerimizden çocuklarının eğitimleriyle daima yakından ilgilenmelerini beklediğimizi, öğrenme süreçlerinde destekleyici, kolaylaştırıcı rol üstlenmelerinin gerektiğini burada tekrar vurgulamak istiyorum.” diye konuştu.
Erdoğan, bugün aralarına katılacak öğretmenlere sorumluluklarının büyük, görevlerinin çok mühim olduğunu hatırlatarak, “Maarif davamızın öncü isimlerinden Nurettin Topçu’nun şu veciz sözlerini lütfen bir an olsun unutmayın: ‘Millet bünyesinde inkılaplar, mekteple başlar ve her milletin kendine özel olan mektepleri vardır. Ademoğlunu beşikten alarak mezara kadar götürüp teslim eden dünyanın en büyük mesuliyetine sahip insan muallimlerdir.’ İşte sizler bu mesuliyetin taşıyıcılarısınız. Ben sizlere güveniyorum. Her birinizin yüksek vazife şuuru ve tam bir adanmışlıkla görevini yapacağına yürekten inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayan Erdoğan, bu güzel buluşmaya vesile olan Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ve ekibini tebrik etti. Öğretmenlere emekleri, sabırları, fedakârlıkları için millet adına şükranlarını sunan Erdoğan, öğretmenlerden öğrencilerine selamını götürmelerini istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, butona basarak ilk kura çekimini gerçekleştirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın butona basmasıyla ekranda atandıklarını gören öğretmenler, büyük sevinç yaşadı. Öğretmenler, yakınlarına sarılarak bu sevinci paylaştı.
Bakan Tekin: “Her öğretmen, kendi öğrencilerini ve eğitim ortamını en iyi tanıyan rehberdir.”
Bakan Yusuf Tekin de burada yaptığı konuşmaya kendilerine Türkiye’nin 81 ilinden gelen öğretmenleri İstanbul’da ağırlama imkânı sunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sunarak başladı. Öğretmenlerin, “İnsan, insanın gölgesinde yetişir.” özdeyişinin içerdiği derin gerçekliği hakikate dönüştürdüğünü söyleyen Tekin, tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak, yeni öğretmenlere de eğitim yolculuklarında başarılar diledi.
Tekin, şunları dile getirdi: “24 Kasım, herhangi bir meslek grubunun onurlandırıldığı sembolik bir günü değil, hayatımızın her anına eşlik eden, katkılarıyla üzerimizdeki hakları baki olan öğretmenlerimizin şahsında ve rehberliğinde idrak ettiğimiz Büyük Türkiye idealini yansıtmaktadır. Daha adil ve daha özgür bir dünyanın inşası için talipli olduğumuz büyük medeniyet vizyonumuzun her yönüyle ve tüm hedefleriyle birlikte somutlaşmasına karşılık gelen bu ideal, hiç kuşku yok ki maarif ordumuzun çabalarıyla hayat bulacaktır.” “2024-2025 eğitim öğretim döneminde üç temel politika”
Eğitimin, temel hak ve hürriyetlerin en güçlü teminatı olduğunun altını çizen Tekin, “Bizler, eğitim sistemimizi inşa ederken demokrasi ve hukuk devleti prensibini, toplumumuzun her bir ferdine eşit ve adil fırsatlar sunan, inanç ve yaşam biçimlerini özgürce yaşayabilmelerini sağlayan bir teminat olarak görüyoruz. Her evladımızı aynı sevgi ve kararlılıkla kucaklayan bu yaklaşım, milletimizin kadim değerlerini çağın gerekleriyle mezcetmekte, güçlü ve özgür nesiller yetiştirmenin en sağlam zeminini oluşturmaktadır.” dedi.
Tekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde şekillenen Türkiye Yüzyılı vizyonunun milletin köklü geçmişini çağın dinamikleriyle buluşturarak her alanda yükselmesini amaçlayan bir kararlılık ve dönüşüm ifadesi olduğunu belirterek konuşmasına şöyle devam etti: “Bu anlayışla eğitim ailesi olarak 2024-2025 eğitim öğretim döneminde üç temel politikayı ana gündemimize almış bulunuyoruz: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin uygulanması, Mesleki ve Teknik Eğitim Politika Belgesi’nin hayata geçirilmesi ve okul-aile iş birliğinin güçlendirilmesi. Her biri, eğitim sistemimizi daha ileriye taşımak, bireyden topluma uzanan güçlü bir bağ kurmak ve Türkiye Yüzyılı hedeflerine emin adımlarla ulaşmak için stratejik bir adım niteliğindedir.” “Dünyanın gelişen dinamiklerine uyum sağlayan bir eğitim anlayışına sahibiz”
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin klasik eğitim paradigmalarından farklı olarak yalnızca bilgiyi değil; insanı merkeze alan, öğrencilerin ilgi, yetenek ve potansiyellerini esas alan bir anlayışı temsil ettiğinin altını çizen Tekin, “Maarif modelimiz, madde ile manayı, akıl ile duyguyu, birey ile toplumu dengeleyen bir vizyonun adıdır. Evlatlarımıza evrensel değerler kazandırırken onların kendi kültürlerine, tarihine ve medeniyetine bağlı bireyler olarak yetişmesini sağlayacak bir altyapı sunmaktadır. Eğitim alanında gerçekleştirdiğimiz bu köklü dönüşümle, sadece bilgi üreten değil; aynı zamanda bu bilgiyi insanlık yararına dönüştüren, değerlerine bağlı nesiller yetiştiriyoruz. Öğretim programlarımızı, bilimsel gelişmeler ışığında, eğitim bilimlerindeki yenilikleri, insan hakları ilkelerini ve milletimizin kadim değerlerini esas alarak yeniden yapılandırıyoruz. Bugün artık hem kendi kökleriyle barışık hem de dünyanın gelişen dinamiklerine uyum sağlayan bir eğitim anlayışına sahibiz.” diye konuştu.
Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin başarıya ulaşmasında en büyük güvencenin, eğitim sisteminin mimarları olan öğretmenler olduğunu aktararak, “Bu süreçte öğretmenlerimizin mesleki hareket alanlarını genişletmek, sınıf ve okul şartlarına uygun şekilde karar alabilmelerini desteklemek ve ihtiyaç duydukları teknik desteği eksiksiz sunmak en önemli hedeflerimizden biridir çünkü bizler biliyoruz ki her öğretmen, kendi öğrencilerini ve eğitim ortamını en iyi tanıyan rehberdir. Onlara sağlanacak özgürlük alanı ve destek, eğitimin niteliğini artıracak, Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirecek en büyük gücümüz olacaktır.” değerlendirmesini yaptı. “Öğretmen adayları için Millî Eğitim Akademisi vurgusu”
Öğretmenlerin mesleki niteliklerini artırmak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve onlara hak ettikleri itibarı kazandırmak için tarihî adımlar attıklarını dile getiren Tekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle çıkarılan Öğretmenlik Mesleği Kanunu ile öğretmenlik mesleğini yasal zeminde özel bir statüye kavuşturduklarını kaydetti.
Tekin, bu Kanun’un öğretmenlerin mesleki haklarını güvence altına alırken, uzmanlık ve başöğretmenlik gibi kariyer basamaklarıyla mesleki gelişimlerini teşvik eden bir yapıyı hayata geçirdiğine değindi.
Başarılı bir öğretmen yetiştirme sürecinin temelinde, öğretmenlerin görev öncesinde mesleğe tam anlamıyla hazır olmalarının yattığına dikkati çeken Tekin, bu doğrultuda aynı Kanun’la öğretmen adaylarına staj ve öğretmenlik uygulaması süreçlerini güçlendirecek biçimde Millî Eğitim Akademisini kurduklarını aktardı.
Tekin, millî ve manevi değerlerle barışık ve çağın gerekleriyle uyumlu her türlü düzenlemeyi hayata geçirme gayretlerinin devam edeceğini belirterek, “Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonraki süreçte de alandaki bütün paydaşlarla ve ilgili tüm aktörlerle diyalog kurmaya, onların görüş ve önerilerini almaya büyük bir özen gösterecek; öğretmenlerimizden, öğrencilerimizden, velilerimizden, ilgili STK temsilcilerinden ya da akademisyenlerimizden gelecek her türlü katkıya açık olacağız. Sizlerle birlikte yürümek, sizlere hizmet etmek bizim en büyük bahtiyarlığımızdır. Rabb’im, sizlerin sabrını, emeğini ve fedakârlığını daim eylesin.” dedi.
Bakan Tekin, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu topraklara emek veren, ter döken, nesillerimizi yoğuran tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü yeniden kutluyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşmalarının ardından gerçekleştireceğimiz atama töreniyle aramıza katılacak değerli öğretmenlerimize de bir kez daha ‘Hayırlı olsun!’ dileklerimi iletiyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, bu anlamlı buluşmayı onurlandırdığınız, bütün alanlarda olduğu gibi eğitimde de özgürleştirici ve demokratik kültürü konsolide edici devrimleriniz için, eğitimi bu ülkenin birinci önceliği hâline getirdiğiniz için öğretmen arkadaşlarım, öğrencilerim ve milletimiz adına zatıdevletlerinize en derin şükranlarımı arz ediyorum. Türkiye Yüzyılı’nı inşa yolunda sizin öncülüğünüzde attığımız her bir adımın, milletimizin istikbalini köklü medeniyet değerlerimizle yoğurarak güçlendiren bir maarif seferberliği olduğuna inanıyorum. Bu kutlu davada, köklü medeniyetimizin değerleriyle yoğrulmuş nesiller yetiştirerek ülkemizi daha müreffeh yarınlara taşımaya azim ve kararlılıkla devam eden zatıdevletlerinizi ve kıymetli öğretmenlerimizi saygıyla selamlıyorum.”
Tekin, Üsküdar Ahmet Ratıp Paşa Güzel Sanatlar Lisesi öğretmeni Gizem Aydın tarafından yapılan ve İstanbul’un fetih sahnesini yansıtan çalışmayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a takdim etti.
Törene atama bekleyen öğretmenler ve aileleri de katıldı. Program, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın öğretmenlerle hatıra fotoğrafı çektirmesiyle son buldu.
Atama sonuçlarına, https://pbs.meb.gov.tr/sonuc veya https://www.turkiye.gov.tr/milli-egitim-sozlesmeli-ogretmenlik-atama-sonucu-sorgulama adreslerinden kişisel e-Devlet şifresi kullanılarak erişilebilir.

KAYNAK: BSHA HABER AJANSI

reklam