Uluslararası Sağlık Hesapları ve Değerlendirme (IHME) Birimi Raporu’na göre, 13 Mayıs tarihine dek dünyadaki Covid-19 kaynaklı ölüm sayısı 6,9 milyona ulaştı. Aynı tarihte dünyadaki koronavirüs ölüm sayısı 3 milyon 339 bin olarak açıklanmıştı. Rapordaki hesaplama sistemi baz alındığında Türkiye’deki toplam ölüm sayısı ise 131 bin 275 olarak hesaplandı. Birçok ülkede politik baskılarla etkilenen veya etkin olmayan raporlama sistemlerinin Covid 19 ölümlerinin resmi rakamlarda az görülmesine sebep oluyor. Sağlık ekonomisi ve istatistik uzmanı, MEF Üniversitesi İktisat Bölümü Başkanı Prof. Dr. Onur Başer, Türkiye, Mısır, Ukrayna, Endonezya, Kazakistan gibi ülkelerin raporlanandan çok daha ciddi bir pandemi sorunuyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Başer, “Sadece temaslılara test yapmak yerine herkese test yapılması, mahallelerde test merkezlerinin kurulması sağlık sistemini rahatlatacaktır” dedi.
IHME Raporu’nda pandemi dönemindeki “fazla ölümler” 6 ana faktör hesaba katılarak hesaplandı. Toplam 56 ülke üzerinde yapılan araştırmaya göre, “fazla ölümlerin” yaklaşık yüzde 80’i Covid-19 ölümleriyle ilişkilendirildi. ABD, 905 bin ölümle (598 bin açıklanmıştı) ilk sırada yer alıyor. Bu yeni hesaplama sisteminde, daha önceki yıllara göre beklenen ölümlerle gerçekleşen ölümler arasındaki fark “fazla ölüm” olarak hesaplanıyor ve pandeminin ölümlere etkisi 6 ana başlığa göre düzeltilerek Covid-19 ölümleri çıkartılıyor. Bu başlıklar ise şöyle;
- “Fazla ölümler” içinde ölüm nedeni direkt olarak Covid-19 olan insanlar
- Covid-19 sebebiyle tedavisini erteleyen, hastaneye gitmeyen kronik hastaların ölümleri
- Salgın sebebiyle artışa geçen akıl sağlığı sorunları ve depresyon sebebiyle intiharlar.
- Trafik kazaları, düşme gibi sebeplerden kaynaklanan ölümlerde diğer yıllara göre yüzde 5’lik azalma. (Bu azalma, dünya genelinde 215 bin daha az ölüme tekabül ediyor. )
- Influenza, KOAH gibi hastalıklarda ve bu tip hastalıkların sebebiyle ölümlerde maske, mesafe ve grip aşılarına artan ilgi sayesinde pandemi sırasında önemli bir azalma var. (Örneğin, ABD’de influenza vakalarında bir önceki yıla yüzde 99,3 oranında azalma oldu. Dünya genelinde ise 400 bin daha az ölüm gerçekleştiği hesaplanıyor.)
- Kanser, kalp, diyabet gibi kronik hastaların Covid-19 nedeniyle ölmeleri sebebiyle bu hastalıklar nedeniyle ölümlerde azalma gerçekleşti. (Dünya genelinde kronik hastalıklar sebebiyle gerçekleşen ölümlerin pandemi süresince yüzde 2 daha az olacağı öngörülüyor).
Türkiye’de koronavirüs sebebiyle 131,275 kişi hayatını kaybetti
Prof. Başer, Türkiye’de belediyelerden alınan veriler ışığında hazırlanan ve Health Policy Dergisi’nde yayımlanan makale üzerinden yaptıkları çalışmayı, IHME’nin 13 Mayıs 2021 tarihine kadar olan araştırmaya uyarladıklarını kaydetti. Buna göre, 9 şehirdeki (İstanbul, Kahramanmaraş, Konya, Bursa, Kocaeli, Bursa, Sakarya, Denizli, Malatya ve Tekirdağ) 45 bin 155 fazla ölüm ile bu illeri diğer illerle yaş dağılımı, eğitimi düzeyi, kişi başı sağlık personeli, gelir düzeyi gibi değişkenlerle eşleştirildi. Türkiye genelinde toplam 164 bin 95 fazla ölüm olduğu sonucuna ulaşıldı. IHME Raporu’na göre, bu ölümlerin yüzde 80’inin Covid 19 kaynaklı olduğunu vurgulayan Başer, “13 Mayıs itibariyle koronavirüs sebebiyle 131 bin 275 kişinin hayatını kaybettiği sonucuna ulaştık. Türkiye’deki resmi rakamlar bu tarihte ölüm sayısını 44 bin 49 olarak gösteriyor” diye konuştu
Ekonomik kaygılar gerekçe değil
Türkiye’de salgının başından bu yana, 365 gün içerisinde 17 Mart 2020-17 Mart 2021 arasında toplam 36 bin 267 ‘fazla ölüm’ gerçekleşmişti. Sadece son 12 günde araştırmaya dahil olan 9 şehirdeki fazla ölümlerin sayısı, 6 bin 998’e ulaştı. Türkiye genelinde ise 23 bini aşkın kişi hayatını kaybetti. Bir yılda kaybedilen insanların beşte birini yalnızca son 12 günde kaybettiğimizi ifade eden Başer, “Salgın ve etkisi hızlı bir şekilde ilerliyor. Ekonomik kaygılar sürekli öne sürülüyor ama Türkiye’nin gelir üretmede hiçbir problemi yok. Yapılması gereken, harcamalarda önceliklerin değiştirilmesi. Yaygın bir aşılamaya geçilene kadar, Türkiye önümüzdeki 5 yılın GSMH’nin yüzde birini içinde bulunduğumuz bugünler için ayırarak, direkt zor durumdaki vatandaşlarına yardım edebilir. Hareketliliği azaltacak önlemler kapsamında eve kapanmadan ziyade insanların açık havada maske-mesafe ile dolaşımına izin vererek, toplu taşıma araçları, AVM’ler, ev gezmeleri, ibadethaneler, toplu sıkışık ortamlardaki törenleri azaltma yoluyla yapılmalı” dedi.
Kahvehanelerde bile test merkezleri kurulabilir
Sadece temaslılara test yapmak yerine herkese test yapılmasının sağlık sistemini rahatlatacağını belirten Başer, sözlerini söyle sürdürdü: “Bunun gibi ufak maliyetlerden kaçarak, turizm, ekonominin açılması gibi hem çok büyük gelir kapılarını kaybediyoruz, hem de birçok vatandaşımız önlenebilir bir hastalık yüzünden vefat ediyor. Özellikle test merkezleri sıkışık, gelir düzeyi düşük bölgelerde yoğunlaştırılması gerekiyor. Koronavirüs bu bölgelerde yaşayan vatandaşlarımızı orantısal olarak daha fazla etkiliyor. Testlerin hayat kurtarıyor, bulaştırma oranının yüzde 50’sinin semptom göstermeyen kişilerden kaynaklanıyor. Sadece temaslı olanların değil, genel nüfusun test edilmesi çok önemli rol oynayacak. Test yapmak artık çok daha kolay, çabuk ve ucuz… Artık 15 dakikada sonuç veren testler geliştirildi, Türkiye’de bu testlerin yaygınlaşması çok önemli. Almanya’da alışveriş yapmak için negatif test sonuçlarınızı göstermeniz gerekiyor. Orada, mahalledeki emlakçı gibi birçok dükkan test merkezlerine çevrildi. Şu anda Türkiye’de hemen hemen her mahallede kapalı kahvehaneler bulunuyor. Devlet, bu tip yerleri test merkezlerine devlet çevirip hem esnafa yardım edebilir hem de bu test merkezlerini düşük maliyetle kurabilir” dedi. Sahra hastanelerin kurulması ve Covid-19 olmayan hastaların buralarda bakılması gibi birçok ülkenin aldığı önlemlerin henüz Türkiye’de alınmadığını kaydeden Başer, hiçbir ülkenin uygulamadığı, hiçbir bilimsel çalışmanın desteklemediği, 65 yaş üstü vatandaşlara yönelik toplu ulaşım yasaklarının devam ettiğine işaret etti. Başer, “Geçen yıl yaşanan grip aşısı eksikliğinin tekrar yaşanmaması için aşı alımlarının şimdiden yapılması gerekiyor. Bu aşının ülkelerin sağlık maliyetlerini, sağlık sisteminin sonbahar ve kışta karşılaştığı yükü nasıl azalttığı geçen yıl başka ülkelerde görüldü” diye konuştu. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)