Pandemi ile mücadelede nerede bilmiyorum bir şeyler iyi gitmiyor… Bu sadece bizde değil ha yanlış anlamayın!. .Diğer ülkelerde de, Komşularımızdan da iyi haberler gelmiyor pek… Ama öncelikli olarak bizi bizim ülkemizin durumu ilgilendiriyor…Tam bir yıl 20 gün geçti pandemi gündeminin ülkemizi etkilemesinin ardından..Güya bir yıldır hepimiz maske takıyoruz, mesafe yapıyoruz. Eve gir denilirse eve giriliyor, çık denilirse çıkıyoruz..hep… Önce Yeni Normalleşme dönemi akabinde yine 2.dalga sonrası yoğun bir kısıtlama, sonra Kontrollü Yeni döneme geçmiştik bu Mart ayının başından itibaren… Ve gelinen noktada ya insan hatasından, ya virüsün mutant durumundan dolayı, gelinen noktada şu manzara oluştu: Maalesef koca bir ülke olarak çoğunluğu kırmızı boyalı, içinde yaşadığımız Kocaeli’nin de bulunduğu 58 ilimiz ile birlikte topluca büyük bir kırmızı pandemi tutsaklığına girdik yine… Kendi kendimize korona hapsine girdik bir anlamda aynı 2020 de olduğu gibi… Yeni normalleşme, kontrollü normalleşme dönemleri de, bu dönemlerde verilen tüm emekler de bir çırpıda bununla birlikte uçup gitmiş oldu sanki…
Dünkü bilanço bakın aşağıdaki tabloda var:
| Tarih | Toplam Test Sayısı | Toplam Vaka Sayısı | Toplam Vefat Sayısı | Hastalarda Zatürre Oranı (%) | Ağır Hasta Sayısı | Toplam İyileşen Hasta Sayısı | Bugünkü Hasta Sayısı | Bugünkü Test Sayısı | Bugünkü Vefat Sayısı | Bugünkü İyileşen Sayısı |
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| 29 MART 2021 | 38.102.747 | 3.240.577 | 31.230 | 3,6 | 1.998 | 2.975.108 | 1.325 | 225.511 | 154 | 18.015 |
***
Geride bırakmış olduğumuz Yeni Normalleşme döneminin ardından, 01 Mart 2021 tarihi itibariyle bu kez Kontrollü Normalleşme Dönemi’ne girmiştik güya.
Girmiştik amma bu kez yerel bazda denetimler daha da sıklaştırılmıştı. Sıklaştırılmıştı sıklaştırılmasına, lakin, siz insanları ne kadar dar alanda tutmak isterseniz pandemi kuralları boyunca ister istemez insanlar, hafta sonu kısıtlamasının ardından yine bu kez daha istekli bir şekilde hafta başları cadde, sokak ve meydanları doldurduyordu.
Tematik denetimler adı altındaki denetimlere il merkezlerinde bizzat Valiler, Vali Yardımcıları, İl Emniyet ve İl Jandarma Komutanları, İlçelerde Kaymakamlar, Belediye yöneticileri,Kurum müdürleri, zabıta ve polis eşliğinde gerçekleşiyordu ve halen de gerçekleşmekte…
Kontrollü Normalleşme’de ülke genelinde iller az, orta, riskli ve çok riskli olarak mavi, sarı, turuncu ve kırmızı renkler ile sınıflandırılmış ve buna göre önlemler alınması kararlaştırılmıştı…
Yine 01 Mart itibariyle uzun süredir kapalı olan restoran, lokanta, kafe gibi alanlar açılmış ve kontrollü olarak MMT (Maske+Mesafe+Temizlik) kurallarına uyulacak şekilde açılmaya başlanmış ve bazı esnafların uzun bir aradan sonra yüzleri gülmeye başlanmıştı…
Özellikle yaşadıımız bölge olan Kocaeli için umutlarımız artmış, turuncu rengte olduğuu için daha önce haftasonları iki gün olan kısıtlama bir güne düşmüş, cumartesiler bizim özgürce adım atacağımız ve gezebileceğimiz günler olmuştu…
Maçlar seyircisiz oynanıyor, düğünler mesafeli, ancak parti kongreleri için aynı hassasiyetin olmadığını hepimiz televizyonlarda, gazetelerde yapılan haberlerde, sosyal medyada yayınlanan görüntülerde görmüş olduk…
Bir yıl içerisinde korona vakalarının dalgalar halindeki artışlarında evlerinde iyice bunalan Vatandaşlar bu kez hava açınca kendilerini biraz kontrolsüz bir şekilde dışarı atmış oldular. tabi ki “maske” gerçeğini ve mecburyetini herkes benimsedi büyük çoğunlukla ama aynı şey “mesafe” mecburiyeti ile söylenemezdi ne yazık ki…
Meydanlarda, cadde ve sokaklarda dolaşırken, otobüslerde parti kongrelerine gidilirken, kongreler yapılırken mesafe denen bir şeyin olmadığını kendi gözlerimizle gördük. Pek çoğu bunu kendileri kameralara kayda alıp kendileri yayınlamış oldu.
Durum bu şekilde olunca, pek çok mavi, turuncu ve sarı iller birden bire “kırmızı” renge boyanınca, kabak yine haliyle Millete patladı ve fatura yine herkese kesilmiş oldu: ” Madem pandemide ani artışlar var, o zaman herkes yeni kısıtlamalara maruz kalacak başka yolu yok..”
Aslında biz kendi kendimize yaptık. Kimse kimseyi otobüslere, AVM’lere , kongre salonlarına zorla sokmuş değildi…
Gitmeyin kardeşim, gitmeseydiniz!
Durum bu…
Bir insan ne yaparsa en büyük kötülüğü kendisine yapar…
***
Tekrar milletçe pandemi hapsinden çıkma umudunu elbette inşallah taşıyoruz. Önümüz yaz mevsimi… vakaları azaltmak, aşı programına vatandaş olarak uymak ve geniş katılım sağlamayı becerirsek, toplumsal bağışıklık hususunda büyük bir adım atmış oluruz diye düşünüyorum… Bakınız Rusya bunu hedefliyor bu yıl. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin :”Kendi aşımızla toplumun büyük çoğunluğunun aşılanması 4 ay içinde tamamlanacak ve yaz sezonu içinde her yeri herkesi serbest dolaşıma bırakacağız maskeleri atarak” diyor. Allah bizleri de kurtarsın diyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, “En büyük umut ve hedefimiz aşılanmadaki hedefi tutturup ülkemizdeki toplumsal bağışıklığı kazanmaktır” diyorlar… Ne diyelim ki başka?! Ömür bitmeden umutlar da bitmiyor…Ya hiç aşı üretilmeseydi Dünya’da ne olurdu? Global bir sağlık felaketi haline gelen korona pandemisinde bu merhaleye geldik, geri dönülmez daha… Hem bizi yönetenlerin, hem vatandaşın birlikte çabası gerekir (artık hata yapa yapa öğrendik) bu mücadelede…
Sağlıkla kalınız!
